Ana SayfaÇinHong Kongİlk Kez Gidecekler İçin Hong Kong’un 7 Olmazsa Olmaz...

İlk Kez Gidecekler İçin Hong Kong’un 7 Olmazsa Olmaz Noktası

Modern gökdelenlerin arasında yürürken bir anda kendinizi bir balıkçı kasabasında bulmak… Hong Kong böyle bir yer. Tempolu ama bir o kadar da sakin. Bu yazıda hem şehirdeki kalabalık merkezleri hem de sessiz köşeleri keşfedeceğiz.

Eğer hem modern şehir hayatını hem de geleneksel dokuyu bir arada görmek istiyorsanız, Hong Kong gezilecek yerler listesi tam size göre.

İlk İzlenimler: Göğe Uzanan Şehir

Hong Kong gezilecek yerler açısından oldukça zengin bir şehir. Modern şehir yaşamı ile geleneksel yaşam tarzının bu kadar iç içe geçtiği başka bir yer görmedim.

Hong Kong’a çeşitli zamanlarda, birkaç defa geldim. Her seferi bir diğerinden farklıydı; her defasında şehrin başka bir yüzünü gördüm.


İlk gelişimde çok kısa kalmıştım. Havaalanından otele, otelden çevredeki birkaç sokakta yapılan hızlı yürüyüşler… Ve gerisi duvar gibi yükselen binalar. Etrafımda belki elli katlı apartmanlar vardı.

İkinci ziyaretimde şehir merkezine indim. Bu defa sadece apartmanlar değil, cam duvarlı iş merkezleri, kuleler, kulelerin yansımaları karşılıyordu beni. Evet, Hong Kong bir gökdelenler şehri.

Hong Kong Central bölgesinde gökdelenler ve lüks mağazaların yer aldığı bir cadde, JP Morgan binası ve Louis Vuitton mağazası.
Hong Kong’un kalbi Central’da yükselen gökdelenler ve lüks markaların vitrinleri.

Son gelişimde ise, Tai O’da zaman neredeyse durmuş gibiydi. Hong Kong şaşırtmaya devam ediyor.

Hong Kong Gezilecek Yerler

1- Ramen ve Uzak Doğu Mutfağına Giriş

Uzak Doğu mutfağıyla ciddi anlamda ilk tanışmam, Hong Kong’daki otelimin kahvaltısında oldu. Normalde, farklı tatlar denemekten pek hoşlanan biri değilim. Hong Kong’a geldiğimde de bu alışkanlığım devam etti. Ancak bir sabah, domates, peynir ve yumurta gibi alışıldık kahvaltılıklara bakarken kendimi, sebzeler, mantarlar ve noodle’ların olduğu büyük bir tezgahın önünde buldum. Sırada bekleyenlerin ellerinde kaseler vardı ve herkes, önünde farklı gözlerde su kaynayan bir kadına bunları veriyordu.

Bir ramen tezgâhında sergilenen taze mantarlar, yeşillikler ve farklı renklerde noodlelar.

İçimden bir ses “dene” dedi ve aldım kaseyi elime. Ne seçeceğimi bilememekle birlikte mahcup bir şekilde ıspanak, mantar ve noodle’ları seçtim. Sebzelerimin ve noodle’larım haşlanırken, kadın bana hangi çorbayı istediğimi sordu. Et, tavuk ve sebze olmak üzere üç çeşit çorba vardı. Ben de tavuk çorbasını tercih ettim. Kaynayan malzemelerimin üzerine sıcak tavuk çorbası ekledi. Elimde ramen sosların bulunduğu alana geldim. Soya sosu, acı sos falan ekledim. Tadı ilk başta farklı geldi ama zamanla alıştım. ramen le ilk tanışmam böyle oldu.

Buhar içinde çalışan bir ramen ustası, Hong Kong sokak lezzetlerini hazırlıyor

Ramenle tanışmam, aslında sadece bir yemek değil, aynı zamanda bambaşka bir kültüre adım atmak gibiydi.

2- Mong Kok

Kahvaltıdan sonra metroya atlayıp Mong Kok’a gitmek için yola çıktım. Otelin yakınlarındaki alışveriş merkezinin içindeki istasyona geldim. İlk başta bilet almak için bir yer aradım ama bulamadım. Octopus Card adı verilen (İstanbul Kart’a benzer)  bir kart vardı, fakat kart satan yer sadece nakit kabul ediyordu. Bir an ne yapacağımı bilemedim ama sonradan metroda kredi kartı kullanabileceğimi öğrendim ve rahatladım. Bir aktarma ve yaklaşık 45 dakika süren sıkışık bir yolculuktan sonra nihayet Mong Kok’a vardım. Evet, sıkışık ve yorucuydu. Hong Kong’daki metrolar bazen oldukça yoğun olabiliyor. Ayrıca, metronun içindeki koltuklar metaldi ve oturmak pek rahat değildi. Ulaşım kolay ama yorucuydu diyebilirim.

Mong Kok’a ilk adım attığımda kendimi bir film sahnesindeymiş gibi hissettim. Her yerden yükselen sesler, neon tabelaların altında yavaş yürüyen insanlar… Burası özellikle alışveriş yapmak isteyenler için ideal. İster elektronik, ister tekstil ürünleri arıyor olun, çeşit bol. Akşam saatlerinde açılan sokak pazarları, alışveriş keyfini daha da artırıyor.

Hong Kong Mong Kok Night Market, akşam saatlerinde alışveriş yapan insanlar

Mong Kok, Hong Kong’un Eminönü’sü gibi. Hong Kong gezilecek yerler, arasında en kalabalık ve hareketli bölgelerden biri. Gece Pazarı meşhur. Ben de ilk gece pazarına gittim. Normalde akşam saatlerinde açılıyor ama benim gittiğimde öğle saatlerinde de bütün tezgahlar açıktı. Burada aslında pek çok şey satılıyor, ama alacak bir şey bulamadım. Bir arkadaşım bileklik aldı, o kadar. Mong Kok’un birbirine benzeyen kalabalık sokaklarında, zaman zaman ne olduğunu anlayamadığım rahatsız edici kokuların arasında amaçsızca birkaç saat yürüdüm. Etrafta her türlü ürünün satıldığı elektronik, kıyafet gibi sayısız dükkan vardı.

🛍️ Mini Rehber: Mong Kok

  • Faaliyet: Gece Pazarı (Ladies’ Market)
  • 📍 Nasıl Gidilir?
    Mong Kok MTR istasyonundan çıktıktan sonra birkaç adımda pazara ulaşabilirsiniz.
  • Yanınızda bulunsun: Nakit (bazı yerlerde kart geçmiyor), Octopus Card kullanılıyor genelde

3- Nathan Road

Hong Kong gezilecek yerler listemde Nathan Road da vardı. Şehrin ana caddesi, üzerinde mağazalar ve dükkanlarla dolu uzun bir yol. Caddenin başlarında bir Xiaomi mağazası vardı. İçeri girdim ve küçük taşınabilir bir su ısıtıcısı baktım. Kaldığım otellerdeki ısıtıcıları kullanmamak için.

Neden bilmem aklıma Kore Ginseng‘i geldi. Eğer yolum Kore’ye düşerse alırım diye not almıştım. Bir eczaneye sordum. Yoktu. Nathan Road üzerinde aradığım markanın dükkanı olduğunu söyledi. Adettendir diye birkaç tane Tiger Balm aldım ve çıktım eczaneden. Yol boyunca epeyce yürüdükten sonra dükkanı buldum, içeri girdim ve aradığım ürünü buldum. Aldım. Aradığınız özel bir ürün varsa Hong Kong’ta bulamama şansınız yok. Buna ikna oldum.

Nathan Road, sadece alışveriş için değil, Hong Kong’un tarihî dokusunun da bir parçası. 19. yüzyıldan itibaren, özellikle İngiliz sömürge döneminde, bu cadde şehrin en önemli ulaşım yollarından biri olmuştu. Zamanla, burada yükselen oteller ve iş yerleriyle Hong Kong’un ticaret merkezi haline geldi.

Yolun sonuna doğru, sahile doğru ilerledikçe dükkanlar yerini lüks markaların mağazalarına bırakmaya başlıyor. Louis Vuitton, Versace ve aklınıza gelebilecek tüm lüks markalar burada sıralanmıştı. Biraz bu vitrinlerde göz gezdirdikten sonra, caddeyi geçip karşı tarafa geçtim.

🎁 Alışveriş İpucu
Hong Kong’da Ne Alınır?

  • Ginseng ürünleri
  • Tiger Balm
  • Elektronik aksesuarlar
  • Uzak Doğu kozmetikleri

4- Victoria Limanı

Victoria Limanı’na geldiğimde hava kararmaya başlamıştı. Saat 8’deki ışık şovunu izlemek için geldim ama önümde biraz vakit vardı. Sahilde dolaşırken, gösteriyi nereden izleyeceğimi de kafamda planladım. Şehirdeki turistler yavaş yavaş toplanmaya başlamışlardı. Tekne turu yapanlar sürekli indirim teklifleriyle etrafta dolanıyordu. Ama en kötüsü, yağmurun çiselemeye başlamasıydı. Yağmurdan korunacak yerler dolmuştu ve biraz ıslandım. Neyse ki vakit geldi.

Saat tam 20:00’de, bir müzik eşliğinde limanın karşısındaki gökdelenlerin ışıkları müziğe ritim tutmaya başladı. Gösteri yaklaşık 10 dakika kadar sürdü ve ardından herkes dağıldı. Hong Kong’a gelmişken kaçırılmaması gereken bir gösteri.

Yukarıdan izlemek isteyenlerin tercihi Victoria Peak oluyor. Sonraki gelişimde ben de bu muhteşem manzarayı görmek için teleferiğe gitmiştim. Ancak yılbaşı öncesi olduğu için oldukça kalabalıktı. Hem çıkarken hem de inerken saatlerce sıra beklemeyi göze alamadım. O yüzden Victoria Peak’i bir sonraki sefere bırakmaya karar verdim. Peak’e otobüsle de çıkıldığını sonradan öğrendim.

Yeri gelmişken, Hong Kong’da otobüsler ulaşımda gerçekten etkili. Teleferik ya da metro bazen yorucu olabiliyor, özellikle kalabalık zamanlarda. Otobüsler, hem rahat hem de iyi bir alternatif.

📸 Fotoğraf Noktası Önerisi
Işık Gösterisi Nereden İzlenir?

  • Tsim Sha Tsui sahil yürüyüş yolu
  • Star Ferry’nin güvertesi
  • Victoria Peak (Yüksekten manzara için)

5- Central

Işık şovu bittikten sonra, limandan karşıya geçen bir vapura bindim. Yaklaşık 10 dakika sonra, az önce ışıklarıyla gökyüzünü aydınlatan gökdelenlerin hemen dibindeydim. Limandan çıkarken düz bir yolda yürümeyi bekliyordum ama kendimi bir anda üst geçit benzeri bir yapının içinde buldum.

Hong Kong’da üst geçitler sadece caddeyi karşıdan karşıya geçmek için değil, aynı zamanda caddelere paralel bir şekilde ilerlemek için de kullanılıyor. Yani bazen yere inmeden, yukarıdan yürüyerek caddeler boyunca devam edebiliyorsunuz. Biraz karışık normal caddede yürümeyi tercih ederim. Şehrin modern yüzünü temsil eden Central bölgesine girişim böyle oldu.

Takım elbiseli, hızlı adımlarla yürüyen insanlar arasında bir turist gibi dolaşmak ilk başta biraz garip hissettirse de, kısa sürede alışıyorsunuz. Louis Vuitton, Chanel, Cartier gibi lüks markaların mağazaları sokağın bir köşesinde; diğer köşede ise sokak yemekleri satan küçük tezgahlar. Hong Kong bu anlamda gerçekten ilginç: hem çok lüks, hem çok sade aynı anda olabiliyor.

Buradan SoHo‘ya geçtim. Akşam yemeğini yedikten sonra Central metro istasyonundan otele döndüm.

6- Büyük Buda Heykeli

Lantau Adası’nda yer alan Büyük Buda heykeli, sadece bir turistik nokta değil; manevi bir merkez. 268 basamak çıkarak ulaşılan bu bronz heykel, Hong Kong’un en yüksek noktasından birine yerleştirilmiş.

Ben bu simgesel yapıyı, ancak üçüncü yani son gelişimde ziyaret edebildim. Yine otelden çıktım, yakınlardaki alışveriş merkezine geldim. Bu sefer metroya değil otobüs duraklarına yöneldim. Normalde bu bölgeye ulaşmak için tercih edilen teleferik, o gün bakımdaydı. Ben de otobüsle gittim. Sıra vardı ama hızlı ilerledi neyseki. Gelen dördüncü otobüse ancak binebildim. Yol biraz virajlı ama manzarası güzeldi. Yaklaşık yarım saat sonra Büyük Buda heykelinin yanındaydım.

1993 yılında tamamlanan bu bronz heykel, 34 metre yüksekliğiyle dünyanın en büyük açık hava oturan Buda heykellerinden biri. Lantau Adası’nda, Ngong Ping köyünde yer alıyor. Heykelin önünde 268 basamaklı bir merdiven var; yukarı çıkıp Buda’nın yanına vardığınızda, bir zirveye ulaşmış gibi hissediyorsunuz. Hayatımda gördüğüm en büyük heykeldi. Gerçekten etkileyici.

Çok vakit geçirdiğimi söyleyemem. Etraftaki tapınakları da gezdikten sonra, Tai O balıkçı kasabasında giden otobüse bindim.

🚌 Ulaşım Seçeneği
Ngong Ping Teleferiği mi Otobüs mü?

  • Teleferik: Manzara eşsiz, ama kalabalık olabilir.
  • Otobüs: Daha az manzaralı ama sıra beklemeden ulaşım imkânı sağlar.

7- Tai O Balıkçı Kasabası

Tai O’da otobüsten iner inmez kendimi bir tekne turunda buldum. Normalde böyle şeylere pek hevesli değilimdir ama o an yorgundum, biraz da dinlenmek istedim. Önüme çıkan ilk tura attım kendimi. İyi ki de öyle yapmışım. Balıkçı kasabasını denizden görmek bambaşka bir deneyim oldu. Kazıkların üstüne kurulmuş evler hâlâ ayakta; bazıları metalden yapılmış ve zamanla çürümeye yüz tutmuş. Ama tam da bu yüzden, buranın hâlâ dokusunu koruduğunu hissettiriyor. Tur boyunca kasabanın sadeliği ve sessizliği, şehirdeki kalabalığı unutturdu.

Eğer Hong Kong’da gezilecek otantik yerler arıyorsanız, Tai O balıkçı kasabası tam size göre olabilir.

Tai O, Hong Kong’un en turistik yerlerinden biri. Ama buna rağmen hâlâ kendi halinde kalabilmiş bir yer gibi. Kasabada yaşayan balıkçılar, sanki turistler hiç yokmuş gibi kendi mütevazı hayatlarına devam ediyorlar. Bu hâlini çok sevdim. Her şey fazla düzenlenmiş, fazla gösterişli değil. Gerçek ve sade.

Tekne turundan sonra kasabanın içinde yürümeye başladım. Önce yöresel ürünlerin satıldığı bir cadde çıktı karşıma. Caddenin girişinde, tencere içinde haşlanan çaylı yumurtaları gördüm. İlginçti ama denemedim. Uzak Doğu’da çayla yumurta haşlamak yaygın bir alışkanlık herhalde; daha sonra Şanghay’da da karşılaştım. Orada denedim. Fena değildi.

Normalde farklı tatlara çok açık biri değilim. Tai O’da satılan ürünlerin kokuları da oldukça ağırdı. Denemek hiç içimden gelmedi. Özellikle kurutulmuş balık ya da deniz ürünlerinin tezgâhlarının önünden geçerken hava daha da ağırlaşıyordu. Dikkat ettim, sadece ben değil diğer turistler de pek ilgi göstermiyordu. Belki de bu yüzden, esnaf da turistten pek medet ummuyor gibiydi—fazla ilgilenmiyorlardı.

Bazı dükkânlarda ise perdeler vardı. İçeriden okey taşı vurur gibi sesler geliyordu. Bir tanesinde perde açıktı. Masanın etrafına toplanmış birkaç kadın, bir oyuna dalmıştı. Ne oynadıklarını anlayamadım. O kadar dalmışlardı ki, bozup sormaya gönlüm elvermedi.

📌 Tai O’da Ne Yapılır?

  • Tekne turu yap
  • Kurutulmuş deniz ürünlerini dene (ya da denemeden önce iyi düşün)
  • Sessiz sokaklarda dolaş, yerel hayatı gözlemle

Son Notlar

Hong Kong yoğun bir şehir. Haliyle yorucu. Turistik bir şehir değil. İş şehri. Sürekli hareket halinde. O kadar ki, oturup dinlecek bir yer yok. Saatlerce sürekli ayakta ve yürüyorsunuz. Sokağa açılan kahve dükkanları falan yok. Olanlar da çok küçük. Ya kısa süreli oturmalık ya da sadece kahve alıp çıkmalık. Muhtemelen çok daha farklı yerler vardır. Benim tecrübelerim bunlar. Şuana kadar gezdiğim yerlerden en fazla yorulduğum yerdi diyebilirim.

Gökdelenler de yoruyor. Şehirlerde meydanların ne kadar gerekli olduğunu ve şehri nasıl rahatlattığını anladım. Hong Kong sadece cadde ve sokaklardan oluşan bir şehir.

Şehir oldukça güvenli ve herkes İngilizce konuşuyor. Uzak Doğu kültürüne ait ne varsa bulabileceğiniz biribirinden ilginç dükkanlar vardı. Hong Kong benim için alışverişle bütünleşti artık.

Hong Kong’a Gitmeden Önce Bilmeniz Gerekenler

  • Dil: İngilizce yaygın olarak konuşuluyor. Dil bariyeri neredeyse yok.
  • Ulaşım: Metro çok gelişmiş ama kalabalık. Otobüsler daha konforlu olabilir.
  • Kart: Octopus Card ulaşımda ve alışverişte çok işlevsel.
  • Güvenlik: Şehir oldukça güvenli.
  • Konaklama: Otellerin odaları genellikle dar; önceden araştırmakta fayda var.
  • Alışveriş: Elektronikten kozmetiğe kadar her şey var. Pazarlık kültürü sınırlı.

Siz de Hong Kong’a gittiniz mi? Yorumlarda en sevdiğiniz yeri paylaşın!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Bunlar İlgini Çekebilir