Brandenburg Kapısı, 1730’lu yılların başlarında mütevazi bir şehir kapısı olarak yapıldı. Tarihi boyunca da siyasi ve kültürel değişimin Berlin‘deki simgesi oldu. Günümüzde ise şehrin en önemli simgesel yapısıdır.
Berlin’in İlk Şehir Kapısı
Berlin’in merkezi, 12. yüzyılda Spree Nehri’nin kenarında iki bağımsız kasaba olarak kuruldu. Zamanla aralarındaki kültürel ve ekonomik ilişkilerden dolayı bu iki kasaba birleşti ve Berlin oldu. 15. yüzyılda Roma İmparatorluğu’nun bir prensliği olan Margraviate of Brandenburg ‘un başkenti şeçildi. Sonrasında; Prusya Krallığı, Alman İmparatorluğu, Weimar Cumhuriyeti, Üçüncü Reich, Alman Demokratik Cumhuriyeti ve nihayet Almanya başkentliği takip etti.
17. yüzyılın sonlarına doğru Prusya Krallığı gücünü arttırdı. I. Friedrich Wilhelm Berlin’in etrafının duvarlarla çevrilmesini istedi. İthalat ve ihracat akışının yanı sıra, vergilerin toplanmasını da kontrol etmek istiyordu. Akzisemauer dedikleri duvarla şehrin etrafını halka şeklinde çevirdiler.
Şehre giriş çıkışı sağlayan 18 adet kapı vardı. Bu kapıların hepsi yıkıldı, Brandenburg Kapısı hariç. O da sürekli yıkılıp tekrar yapılarak ayakta kalabildi. Çünkü bu kapı, ıhlamur ağaçlarıyla çevrili ve Prusya Kralı’nın sarayına giden ana cadde olan Ihlamurlar Altında Caddesi ‘nin başlangıcında bulunuyordu.
Mimari Özellikleri
Mimar Carl Gotthard Langhans, Brandenburg Kapısı’nın gelecekteki tasarımlarının da temelini oluşturacak olan çalışması için üç yılını verdi. Antik Yunan mimarisinden ilham aldı. Atina Akropolü’ne giriş noktası olan Propylon gibi, Brandenburg Kapısı da Berlin’e giriş yolu olacaktı. Kapının temel yapısı, 5 geçiş yolu ve 12 dorik sütundan oluşuyor.
O zamanlar, halk sadece kapının kenarlarındaki 2 geçiş yolunu kullanabiliyordu. Ortadaki daha büyük geçiş yolu ise kraliyet ailesi için ayrılmıştı.
Brandenburg Victoria Heykeli
Kapının üzerine, Quadriga denilen dört atlı tarafından çekilen bir araba ve arabanın içerisinde Yunan mitolojisinde zafer tanrıçası Nike ile barış tanrıçası Eirene’nin heykeli yapıldı. Brandenburg Kapısı’nın yeniden inşasından sonra Berlin’e “Spreeathen” (Spree Nehri’nin Atinası) dendi.
Napoleon, Berlin’i aldıktan sonra Quadriga yenilendi. Eirene ve Nike, Roma zafer tanrıçası Victoria ile değiştirildi.
Dünya Sahnesine Çıkış
1936’da Yaz Olimpiyatları Berlin’de düzenlendi. Olimpiyat meşalesi Brandendurg Kapısı’ndan geçerek Berlin Olimpiyat Stadı’na getirildi. Bu olay, kapının dünya tarafından tanınmasını sağladı.
Büyük Yıkım
Brandenburg Kapısı, İkinci Dünya Savaşı’nda bombalar altında kaldı. Quadriga’nın büyük hasar alacağı beklentisiyle alçı kalıbı yapıldı ve Dahlem kasabasına götürüldü. Savaş sonrasında kapı bir harabe haline geldi.
Yeniden İnşaası
Almanlar, 13 Ağustos 1961 sabahı Berlin duvarı ile karşılaştılar. Doğu Almanya tarafından Batı Berlin’e geçişleri kontrol etmek için kontrol noktaları yapıldı. Bunlardan biri de Brandenburg’ daydı. 1989’da Amerikan başkanı Regan, Gorbaçov’a hitaben yaptığı meşhur konuşmasını bu kapının önünde yaptı.9 Kasım 1989’da, yüz binlerce Berlinli Brandenburg Kapısına akın etti. Ellerinde çekiç ve keskilerle duvarı yıkarak bir döneme son verdiler.
Bütün kontrol noktaları bu olaydan sonra açıldı. 22 Aralık’ta, tüm dünyanın gözleri önünde binlerce insan Brandenburg’a doğru yürüdü ve büyük bir törenle bu kapı da açıldı.
2002 yılında kapı restore edildi. Dorik sütunlar, revaklar, Victoria heykeli ile Quadriga, kartaç ve demir haç orjinal haline göre tekrar yapıldı. Berlin’in simgesi ve en önemli turistik noktası oldu.
Brandenburg Kapısı’nda yaşanan önemli olaylardan bazı karelere bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz: Brandenburg Gate