Sokak Fotoğrafçılığı İçin Doğru Makineyi Bulmak Bir Süre Zorladı Beni
İlk fotoğraf makinem Canon 100D’ydi. Küçük ve taşınabilir bir makineydi, gerçekten çok beğenmiştim. Sonra Fujifilm XT4’e geçtim ve oldukça keyifli bir deneyim oldu. Ama bir süre fotoğraf makinesi kullanmayı bıraktım ve seyahatlerde çoğunlukla cep telefonumun kamerasını tercih ettim. Fakat son zamanlarda yeniden bir makine alma isteği doğdu. Sokak ve seyahat fotoğrafçılığı için en uygun makineyi bulmaya karar verdim ve araştırmalara başladım. Nikon Z6III’e karar vermiştim, ama bir arkadaşımın Fujifilm X100VII’yi tavsiye etmesi fikrimi değiştirdi.
Makinayı inceledikten sonra, tam olarak aradığım makine olduğunu fark ettim. Fotoğraf kalitesinde çoğu makinenin birbirine çok yakın olduğunu ve benzer sonuçlar vereceğini düşündüm. Bu yüzden, taşınabilirlik ve dikkat çekmemesi gibi özellikler öne çıkmaya başladı. XT4’ün boyutları biraz büyük ve ben metal rengini almıştım, her çıkarışımda çok dikkat çekiyordu. Bu sefer siyah rengi tercih ettim ve X100VI’nin kompakt yapısı, taşınabilirliği ve şıklığı beni fazlasıyla etkiledi.
Taşınabilirlik ve Kullanım Kolaylığı
X100VI’yi seçmemdeki en büyük faktörlerden biri, taşıma kolaylığıydı. Makine küçücük ve çok hafif, bu da sokak fotoğrafçılığında çok işime yarayacak. Özellikle şehirde dolaşırken büyük, dikkat çeken bir makine taşımak yerine, bu makineyi cebimden çıkarıp hızla fotoğraf çekmek çok rahat. Aynı zamanda, sadece fotoğraf değil, anı yakalama deneyimi de çok önemli. X100VI, bana bu rahatlığı sunuyor.
Kullanım Kolaylığı
Makineyi elime aldığımda, her şeyin yerli yerinde olduğunu fark ettim. Menüleri kullanmak, ayarları değiştirmek çok basit. XT4’te bazen menülerde kaybolabiliyordum, ama X100VI’de çoğu şeyi düğmelerle halledebiliyorum. Bu, sokakta çekim yaparken önemli bir avantaj. Örneğin, ISO’yu, enstantane hızını hızlıca değiştirebiliyorum ve hiç duraksamadan anı yakalayabiliyorum.
Fotoğraf Kalitesi
Tabii, fotoğraf kalitesi de çok önemli. X100VI ile çektiğim ilk fotoğraflar beni gerçekten tatmin etti. Fujifilm’in renkleri ve genel işleme tarzı zaten beni hep etkilemiştir. Bu makinede de aynı kaliteyi buldum. Sokakta düşük ışıkta bile net ve canlı fotoğraflar çekebiliyorum. Aynı zamanda sabit lensi, daha fazla odaklanmamı sağlıyor. Sabit lensin bana sunduğu yaratıcı özgürlük çok keyifli.
Sonuç olarak…
X100VI, şu an için sokak fotoğrafçılığı ve seyahat fotoğraflarımı çekmek için mükemmel bir seçim gibi görünüyor. Hem taşınabilir, hem de kullanım açısından rahat. Üzerindeki düğmeler ve menüler sayesinde pratik bir şekilde her anı yakalayabiliyorum. Fotoğraf kalitesi de beklentilerimi karşılıyor. Şehirlerde fotoğraf çekerken kendimi daha özgür hissediyorum. Zamanla daha fazla fotoğraf çekip, deneyimlerimi paylaştıkça yazıyı güncelleyeceğim.
X100VI ile Bangkok Sokaklarında İlk Denemeler
Makineyi aldıktan sonraki ilk ciddi yürüyüşlerimden biri Bangkok’ta oldu. Şehir, renkleri ve kokularıyla zaten başlı başına bir sahne gibi. Sokak yemekçileri, alevin altındaki tavalar, tezgâh arkasındaki yoğun yüz ifadeleri… Bütün bunları çekerken X100VI’nin sessizliği ve kompaktlığı bana sahneye müdahale etmeden gözlemci kalma lüksü verdi.

Yüzüme samimiyetle bakan bu kadın, büyük bir tencerede bir şeyler pişiriyordu. Balık çorbasıymış. Tam karşısına geçip, sadece gülümsedim ve çektim. Ne poz istedim, ne bir şey söyledim. Arkadaki üzgün kızı sonradan farkettim. Bazen makinenin görünmezliğiyle karşıdaki insanla arandaki mesafeyi doğal bırakmak çok daha etkili.

Alevli tava sahnesi… Bu anın birkaç saniye öncesini kaçırmamış olmak, işte tam da X100VI’nin hızlı AF sistemi ve gecikmesiz deklanşörü sayesinde mümkün oldu.

Gece, ışıklar, istiridye tezgâhı… Buradaki ışık koşulları zorluydu ama X100VI’nin dinamik aralığı ve film simülasyonları sayesinde RAW çekmesem bile elde ettiğim JPEG sonucu beni şaşırttı. Üstelik hiçbir zaman tripod ya da büyük bir ekipmana ihtiyaç duymadan.