Kutsal Melek Kalesi (Sant’Angelo Kalesi), iki bin yıldır ayakta olup hala kale olarak kullanılabilecek nadir yapılardandır. Vatikan’a çok yakın olmasından dolayı genellikle gözardı edilse de, Roma’nın simgesel yapılarından biridir.
Kutsal Melek Kalesi, Tiber Nehri’nin kıyısında yer almaktadır. Vatikan’a ve Piazza Navona’ya yürüme mesafesindedir.
Hadrian Mozolesi
Kale, Publius Aelius Hadrianus ve ailesinin mezarları olarak MÖ. 139 yılında yapıldı. Yapının orjinal adı da Hadrian Mozolesi olarak geçmektedir. Bu mozoleyi yapmaları için, iki mimar Demetriano ve Apollodoro’yu bizzat İmparator Hadrian’ın kendisi görevlendirdi. Ancak mozolenin bitimini göremedi. Kalenin önündeki Sant’Angelo Köprüsü de (Pons Aelius) bu dönemde yapıldı.
Köprünün üzeri her zaman kalabalık. Kale selfiesi çektiren turistler, genelde Vatikan’ı gezip gelmiş oluyor. Kaleyi dışarıdan görüp geçiyorlar. İçerdeki birçok şeyi kaçırıyorlar. Ayrıca, kalenin tepesi en güzel Roma manzaralarını göreceğiniz bir yer.

Önceleri, mozole olan bu tarihi yapı, zaman içerisinde birçok kez değişikliğe uğradı. İlk değişiklik Aureliano zamanında yapıldı. Bu dönemde, Roma’nın etrafı Aureliano Duvarı olarak isimlendirilen duvarlarla çevrildi. Hadrian’ın mozolesi de kaleye dönüştürüldü. Bunun dışında bu yapı hapishane, Papalık konutu, askeri kışla olarak da kullanıldı. Günümüzde ise müze olarak kullanılmaktadır.

Kutsal Melek Efsanesi
Kalenin tarihindeki önemli olaylardan biri de kaleye ismini veren kutsal melek efsanesidir. Rivayete göre; 590 yılında Gregorius Magnus’un papalığı döneminde, veba salgınının biter. Sonrasında Başmelek Mikail (Archangel Michael) mozolenin üzerinde görünür. Bunun üzerine kalenin tepesine meleğin heykeli yapılır ve kalenin ismi de Kutsal Melek (Sant’Angelo) olur.

Kalenin tepesindeki heykel yüzyıllar boyunca defalarca yenilenmek durumunda kaldı. Bugün gördüğümüz heykel 1753 yılında Peter Werschaffelt tarafından yapılan heykeldir.
Müzedeki diğer bir heykel ise avluda sergilenmektedir. Raffaello da Montelupo’ya ait günümüze kadar kalmayı başaran heykellerden biri.

Passetto
Kaledeki diğer önemli değişiklik ise 8. Urban’ın papalığı döneminde oldu. Vatikan, yer altından bir geçitle direk Kutsal Melek Kalesi’ne bağlandı. Bu gizli geçide Passetto dendi. Vatikan tarihi boyunca bazı isyanlara ve kuşatmalara maruz kaldı. Birçok Papa passetto dan Sant‘Angelo kalesine geçerek hayatta kalmaya çalıştı.
Her papa kendi ekibi ile gelirdi. En güvendiği isimlerden birini de muhtemelen bir akrabasını kalenin başına koyardı. Roma’daki güç mücadelesinin tam ortasındaydı bu kale. İçerisindeki su kuyuları, yağ depoları, un değirmenleri, tahıl depoları sayesinde aylarca kuşatmaya maruz kalsa da ayakta kalabiliyordu.
Ayrıca, kalenin bazı meşhur tutsakları vardı. Cem Sultan da İtalya’da bu kalede esir tutulmuştu.

Kutsal Melek Kalesi, Roma’da unutulmaması gereken yerlerden. Daha önce de tarihi kaleleri gezmiştim. Ama birçoğu yıkık döküktü. Binlerce yıllık geçmişiyle neredeyse hiç bozulmamış bir kale ilk defa gezmiş oldum. Benim için güzel bir tecrübeydi.


Biletler
Biletleri müzenin resmi sitesinden alabilirsiniz: http://www.gebart.it/musei/museo-nazionale-di-castel-santangelo/