Ren Nehri’nin Şehri
Almanya’da birkaç şehri ziyaret ettikten sonra, aynı yerleri geziyormuş gibi hissedesiniz. Düsseldorf da gezilecek yerler bakımından diğer Alman şehirleri gibidir. Ancak şunu belirtmeliyim ki, hemen yanı başındaki Ren Nehri’nden olsa gerek, Düsseldorf’un farklı bir havası vardı.
Önemli bir nehir sonuçta. Şehri, ticari ve kültürel anlamda büyük oranda bu nehir şekillendirmiş. Victor Hugo, Avrupa’nın bütün tarihinin bu nehirde yattığını söyler. Yüzyıllar boyunca Almanya, Hollanda, Belçika ve İsviçre arasında önemli bir ticaret yolu olan nehir, günümüzde de bu önemli rolünü sürdürüyor. Yılda yaklaşık 100 bin geminin geçtiği Ren Nehri, İstanbul Boğazı’ndan 40 bin gemi geçişi ile kıyaslandığında bölgenin ekonomik can damarı konumunda bulunuyor.
Düsseldorf, Almanya’nın en yoğun nüfusa sahip bölgesi olan Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti’nin merkezidir. Düsseldorf’u ilk defa 2013 yılında ziyaret ettim. Dün gibi hatırlıyorum. Otelin önündeki tramvaya binip Jan Wellem’de indim. Şehir merkezindeki durağın ismi böyleydi. Sonrasında Düsseldorf’ta gezilecek bütün yerleri yürüyerek gezdim. Hafta sonu ve havanın da güzel olmasından dolayı belki her yer kalabalıktı.
Düsseldorf, Almanya’da en fazla keyif aldığım şehirlerden biri oldu diyebilirim. Bu ilk seyahatimden sonra birkaç defa daha gittim. Hepsinde de benzer tecrübeler yaşadım. Bu yazıda, Düsseldorf’ta neler yapılabileceğine dair aldığım bazı notları paylaştım.
Düsseldorf Gezilecek Yerler
Düsseldorf gezilecek yerler listemi aşağıda bulabilirsiniz. Listede olmayan ama olması gerektiğini düşündüğünüz yerleri yorumlar kısmına yazabilirsiniz?
1. Königsallee
Düsseldorf’u gezmeye Königsallee’den başladım. Bir alışveriş caddesi düşünün; bir kanal, üzerinde taş köprüler, kanalı çevreleyen muhteşem ağaçlar, ağaçların altında yavrularıyla birlikte dolaşan ördekler ve sıra sıra dükkanlar. Şanzelize Caddesi kadar ünlü olmasa da, bence burası Avrupa’nın en güzel alışveriş caddesi.
Düsseldorf, Almanya’nın moda başkentidir. Louis Vuitton, Gucci, Prada ve daha birçok lüks markanın mağazalarını burada bulabilirsiniz. Mağazaların vitrinleri arasında biraz gezindikten sonra, Heinemann’a girdim. 1953 yılında açılan Heinemann Düsseldorf’un en eski bir pastanelerinden biridir. Çikolatalarıyla ünlüdür. Pasta çeşitleri de oldukça genişti. Ben bir kahve sipariş ettim. Biraz dinlendikten sonra tekrar Düsseldorf’un sokaklarında dolaşmaya devam ettim.
Königsallee ya da kısaca Kö (Almanlar böyle diyor), aynı zamanda muhteşem bir yürüyüş yoludur. Şehrin tam kalbinde doğal bir ortamda yürüme imkanı sunuyor. Kanal boyunca ilerlerken, yol üzerinde birçok heykel gözüme çarptı. Bazıları kanalın içinde, bazıları ise taş köprülerin başında yer alıyordu.
Kaufhof alışveriş merkezinin önündeki taş köprü, Kö’de en popüler selfie noktasıdır. Köprünün altında kanalın içesinde Triton Çeşmesi bulunuyor. Çeşmeyi süsleyen heykellerde, Yunan mitolojisinde deniz tanrısı olan Triton elinde mızrağıyla, ağzından su püskürten dev bir balığı avlamaktadır.
Kanalın sonundaki heykel ise özellikle dikkatimi çekti. Elinde bir top hafifçe eğilmiş bir kadın heykeli, çiçekler arasındaydı. Heykelin altındaki plakada, 1932’den beri Düsseldorf şehir merkezinde yer aldığı, Walter Schott tarafından yapıldığı ve adının Die Kugelspielerin (Top Oynayan Kadın) olduğu yazıyordu.
Kö’nün sonunda her Alman şehrinin vazgeçilmezi olan TV kulesi dikkatimi çekti. Ona doğru yöneldim.
2. TV Kulesi
TV kulesi ya da Reinturm, dünyanın en büyük dijital saati olma özelliğini taşıyor. Yukarıdan aşağıya doğru yerleştirilen ışıklar sayesinde saatin kaç olduğunu görebiliyorsunuz. Işıklar, eski şehir (altstadt) tarafından görülebilecek şekilde konumlandırılmış.
Bunun yanı sıra, TV kulesi 240 metre yüksekliğiyle Düsseldorf’un en yüksek yapısıdır. Kulenin tepesinde bir kafe bulunuyor, şehri yukarıdan görmek isteyenler için güzel bir mekan.
Kuleye çıkmak yerine etrafta dolaşmayı tercih ettim. Nehir kenarında sıralanmış birbirinden ilginç binalar vardı.
3. Medya Limanı
Tv kulesinin bulunduğu bölge Eski Ren Limanı’nın başladığı yerdir. Uzun yıllar boyunca Düsseldorf denizcilik şirketlerinin Ren Vadisi’ndeki önemli duraklarından biriydi. Zamanla bu önemi azaldı. 70’lerde yerel sanayi, özellikle de Mannesmann boru fabrikası kapandıktan sonra tamamen önemini kaybetti.
Eski Ren Limanı, 80’li yıllara kadar kaderine terk edilmiş bomboş bir yer olarak bekledi. 1981 yılında TV kulesi açıldı ve bölgede mimari bir dönüşüm başladı. Liman, Almanya’nın her yerinden mimarların eserlerini yarıştırdıkları bir yer hali aldı. İskele ve liman duvarları onarıldı. 100 yıllık depolar yenilendi, özgün tasarımlarıyla onlarca ofis binası yapıldı. Bu ofisler medya, moda, tasarım ve start up şirketleri tarafından kullanılıyorlar.
Birçok medya şirketinin merkezinin burada olmasından dolayı, bölgeye Medya Limanı deniyor. Bu eski liman, bugün Düsseldorf’da iş yapan şirketlerin ofis açabilmek için birbiriyle yarıştığı bir yer durumunda.
Limandaki en dikkat çekici yapı kuşkusuz Neuer Zollhof’du. Beyaz, gümüş ve kahverengi renkli yan yana duran üç bina. Kanadalı mimar Frank Gehry tarafından tasarlanmış. Gehry ayrıca Prag’daki Dans Eden Evi de tasarlamıştı. Bu üç yapı limanın havasını tamamıyla değiştirmiş. 20. yüzyılın en simgesel yapılarından biri olarak gösteriliyor.
Çıkıntılı pencereler, eğimli yüzeyler tamamıyla asimetrik bir yapı. Ortadaki çelik kaplamalı bina diğerlerini yansıtarak adeta üçünü birbirine bağlıyor.
Bu bölge ne kadar modernleştirilse de bir liman havası hala var.
4. Promenade
Ren Nehri’nin kenarı o gün oldukça kalabalıktı. İnsanlar, açık havanın tadını çıkarıyorlardı. Nehir kıyısında biraz yürüdükten sonra ilerde Schlossturm (Kale Kulesi)’u fark ettim. Kalabalık o yöne doğru artıyordu. Düsseldorf gezimin henüz başında olduğumu hissettim.
Yeni şehri eski şehre bağlayan Ren Nehri kenarında “Promenade” adı verilen bir yürüyüş yolu bulunuyor. Piknik yapanlar, çimlerde oturanlar ve spor yapanlar arasından geçerek Schlossturm‘a kadar yürüdüm.
İki yanı ağaçlı bir yol vardı. Bu güzel yolun kenarındaki bir bankta oturup Ren Nehri’ni ve nehre bakan Düsseldorf evlerini izledim.
Nehir kenarında, vapur turları düzenleniyordu. Bir tanesine bindim. Vapur turu başladığı yerde bitti. Eğer fazladan zamanınız varsa düşünebilirsiniz. Olmazsa olmaz bir tur değildi.
5. Altstadt
Ren Nehri ile Königsallee caddesi arasında yer alan bölge, Altstadt (Eski Şehir) olarak bilinir. Dar sokakları, tarihi yapıları ve canlı atmosferiyle burası Düsseldorf’un kalbinin attığı en renkli bölgesidir.
İlk gezmem gereken yere, seyahatimin sonlarına doğru geldim.
6. Schlossturm
Düsseldorf, 2. Dünya Savaşı’ndan büyük ölçüde etkilenir. Savaşlar ve yangınlar şehirde büyük zararlara yol açar. Düsseldorf Sarayı da bu hasarlardan nasibini alır. Saraydan geriye sadece Schlossturm (kale kulesi) ayakta kalır. Bu kule sonradan restore edilerek Denizcilik Müzesi olarak tekrar ziyarete açılır.
Ren nehri kenarında, tasarımıyla dikkat çeken ve hemen yanındaki Aziz Lambertus Kilisesi ile bütünleşen kulenin hikayesi böyle. Müzenin girişinde yerdeki metal plakada Düsseldorf Sarayı’nın yıkılmadan önceki hali resmedilmiş.
Kulenin iç kısmı, Düsseldorf’taki Alman denizciliğiyle ilgili bir müzeye ev sahipliği yapmaktadır. Müzenin ikinci katında, şehrin ve Ren Nehri’nin tarihine dair kısa filmler gösterilmektedir. Diğer katlarda, Almanların geliştirdiği çeşitli denizcilik sistemleri hakkında bilgiler, gemi maketleri ve Alman denizcilerin kişisel eşyaları sergilenmektedir. Ayrıca, Ren Nehri’nde sanal bir gezinti imkanı sunan bir gemi simülasyonu da müzede bulunmaktadır.
Kulenin en üst katında bir kahve dükkanı var. Ren Nehri’nin en güzel izlenebileceği yerlerden.
Kulenin hemen önündeki basamaklarda oturup nehrin akışını ve geçen gemileri izlemek gerçekten keyifliydi. Ancak güneşli günlerde bu popüler buluşma noktasında yer bulmak biraz zor olabilir.
7. Aziz Lambertus Kilisesi
Schlossturm’un hemen yanında yer alan bu kilise, şehrin en eski yapılarından biridir. Gotik mimari tarzıyla dikkat çeken kilisenin, 1288 yılında muhtemelen şehrin ilk kuruluşu sırasında inşa edildiği düşünülmektedir.
8. Pazar Meydanı
Schlossturm’un yanındaki meydan Burgplatz ya da Kale Meydanı’dır. Buradan sokakların arasında biraz ilerledikten sonra Pazar Meydanı (Market Square)’na çıkarsınız. Şehrin ana meydanı burasıdır.
Meydanda, şehir için önemli bir kişi olan Elector Jan Wellem’ın at üzerindeki heykeli bulunmaktadır. Bu heykelin ilginç bir hikayesi vardır: Heykel döküm sırasında, döken ustanın kullanabileceği maden tükenmiş. Bunu duyan halk, heykelin tamamlanabilmesi için kendi gümüş kaşıklarını getirmiş. Yani heykel, Düsseldorf halkının gümüş kaşıkları üzerinde ayakta duruyor.
Kasım’ın sonlarından 24 Aralık’a kadar devam eden Noel Pazarı, bu meydanda kurulmaktadır.
Bu arada, meydana bakan Woyton, Almanya’da ziyaret ettiğim güzel kahve dükkanlarından biriydi.
Kahve dükkanının hemen yanındaki sokak Bolkerstrasse’dir. Pazar Meydanı’ndan başlayıp Koenigsalle’ye kadar uzanır. Bu sokak üzerinde birçok kafe, restoran ve ilginç dükkanlar bulunmaktadır. Altstadt’ın tarihi evleri ve çeşitli gastronomi seçenekleri arasında keyifli bir kaç saat geçirdim.
Caddenin sonlarına doğru bir kitapçı vardı. Küçük, sade bir kitapçı. Alman şair Heinrich Heine’nin evinin, bir zamanlar burada olduğunu sonradan öğrendim. Hatta Heine, ev sahibine bir gün bu evin çok değerleneceğini söylüyor ve evi satmamasını tembihliyor.
Düsseldorf’da Ne yenir?
Bolkerstraße Caddesi’nin girişindeki Pizzeria Lupo, akşam oldukça kalabalıktı. Yüksek masalarda oturursanız ya da pizzayı dışarıya alırsanız fiyatlar daha uygun oluyor. Siparişinizi almak için biraz beklemeniz gerekiyor. Benim için iyi pizzacı kriterini sağlıyor: “Bir pizza için sıra bekliyorsanız orası iyi bir pizzacıdır.”
Düsseldorf Kaç Günde Gezilir?
Genel olarak, Düsseldorf’u keşfetmek için 2 ila 3 gün arasında bir süre ayırmak ideal olabilir. Bu süre, şehrin önemli turistik mekanlarını, tarihi bölgelerini, müzelerini, nehir kenarını, alışveriş merkezlerini ve lezzet duraklarını keşfetmek için yeterli olacaktır.
Düsseldorf Gezilecek Yerler Haritası
Yukarıda bahsettiğim bütün yerleri aşağıdaki harita üzerinde işaretledim. Yalnız bir farkla. Pazar Meydanı’na bakan Woyton Kahve dükkanını bulamadım. Muhtemelen kapanmış. Cadde üzerinde Pizzeria Lupo karşısında olan şubesini işaretlerim.
Haritayı kendi gezdiğim sıraya göre hazırladım. Umarım Düsseldorf gezilecek yerler açısından size bir fikir verir.
Ulaşım
Yukarıdaki Düsseldorf gezilecek yerler neredeyse tamamı birbirine yakın. Ulaşımı merkeze tramvayla yaptım. Sonrasında heryere yürüdüm.