Tel Aviv, İsrail’in ikinci büyük şehridir. Oldukça hareketli ve renkli bir şehir. Neyle karşılaşacağımı bilmeden gittiğim bu yerde, dünyanın hemen her yerinden insanları görünce şaşırmıştım.
Tarih, doğa, deniz, alışveriş bir seyahatten beklenebilecek herşey var. Tel Aviv’i gezmek için 2 gün yeterli.
Gezilecek Yerler
Yafa
Tel Aviv’ in bir Orta Doğu şehri olduğunu anlamak içi gökdelenlerin arasından sıyrılıp Yafa’ ya gelmelisiniz. Ve tarihin içinde bir yolculuğa çıkmalısınız. Yafa, Tel Aviv’ in eski şehir (Old Jaffa) bölgesidir ve öncelikle görülmesi gereken yerlerdendir.
Yafa, Akdeniz sahilinde şehrin temellerinin atıldığı yerdir. Geçmişi 4000 yıl öncesine uzanıyor. Tarihte ilk deniz ticaretinin yapıldığı limanlardan. Eskiden buraya gemilerle getirilen ticari mallar, kervanlarla Kahire, Bağdat, Şam gibi şehirlere taşınırdı.
Yafa’nın dar sokaklarında şehrin tarihini keşfe çıkabilirsiniz. İlk olarak meydandaki saat kulesi karşıladı. Sonrasında meydana yakın Mahmudiye Camii. Ve sahil boyunca biraz ilerleyince muhteşem Akdeniz manzarasıyla El Bahr Camii.
Yafa’yı dolaşırken, Osmanlı Devletinden kalma eserlerle sık sık karşılaşıyorsunuz. Ya köşe başında bir çeşme ya da bir konak. Biraz Antakya’ yı andırıyor. Yemek kültürü de çok yakın zaten. Felafel ve humus çok yaygın. Bunun yanında kahvaltıda menemen yapan yerler vardı.
Yafa sokakları çok hareketli ve renkliydi. Dünyanın her yanından insanlar vardı. Çarşıda dolaşmak, özellikle Bit Pazarı‘ na yakın bir kahvede oturup, kalabalığın arasında bir şeyler içmek keyifliydi.
Tel Aviv Plajı
Tel Aviv’in, Yafa’dan başlayan Akdeniz boyunca 8 km uzanan harika bir plajı var. Güzel bir yürüyüş için ideal. Sörf yapan yüzlerce kişi bana Florida sahillerini hatırlatmıştı.
Tel Aviv’de otele yerleşip, biraz dinlendikten sonra şehri gezmek için aşağıya indiğimde ilk şoku yaşadım. Otel lobisindeki görevli şabat ın başlamak üzere olduğunu söyledi. Yani, şehirde birçok yerin kapalı olduğu bir zamana denk gelmişim. Şabat; çalışmanın yasak olduğu, Yahudilerin kutsal dinlenme günü. Cuma gün batımından, Cumartesi gün batımına kadar devam ediyor. Tel Aviv’in bazı yerleri şabat’ da hayalet şehir gibi oluyor; sokaklar bomboş ve heryer kapalı. Pazar günü Almanya’da olmak gibi birşey.
Neve Tzedek ve Rothschild Bulvarı’nı gezmeyi gezmeyi planlıyordum. Ancak rotayı sahile çevirmek durumunda kaldım. Eğer şabata denk geldiyseniz, Tel Aviv’de gezilecek belki de tek yer sahil kenarı, bir de Yafa (burayı daha önce gezmiştim).
Sahildeki gezintim Tel Aviv Port’tan başladı. Burası sahil kenarında kafe ve restoranların bulunduğu bir alan. Plaj kenarında yürümeye devam ettim. İlk izlenimim; sahil çok kalabalık ve bakımsızdı.
Biraz ilerledikten sonra düşüncelerim değişti. Yakınlarda yenilenen sahile, müthiş bir yürüyüş alanı yapılmış. Plaj ve yürüyüş alanı bir istinat duvarıyla ayrılmış. Tel Aviv sahilde toplam 16 tane plaj bulunmaktadır. Eğer fazla vaktiniz yok ve sahile gitmek isterseniz, Hilton otelin önünü tercih edebilirsiniz. Burası hem en merkezi, hem de sahilin en güzel yeri diyebilirim.
Rothshild Bulvarı
Tel Aviv’in en meşhur caddesi. Onlarca kafe ve dükkanın sıra sıra dizildiği şehrin kalbi de diyebileceğimiz bir yer.
Carmel Market
Çok büyük olmayan, gezmeye değer bir yer. Yerel yiyecekler, elektronik, hediyelik eşya, meyve, çeşitli kıyafetler. Bildiğimiz pazar. Turistler ve Tel Aviv’liler tarafından büyük ilgi gösterilen bir pazar.
Yeme-İçme
Sadece Tel Aviv’de değil bütün İsrail’de hatta Orta Doğu’da 3 yemek öne çıkıyor; felafel, şakşuka ve humus. Kahvaltıda menemen yapan yerler. Tatlı olarak da künefe.
Ulaşım
Çok geniş bir metro ağı yok. Otobüs daha sık kullanılıyor. Ben taksi kullanmıştım. Şehir merkezine ulaştıktan sonra her yere yürüyerek gidebilirsiniz. Kudüs’e gitmek isterseniz Kudüs Gezilecek Yerler başlıklı yazıda, Tel Aviv’den nasıl gidileceğini açıklamıştım.