Kudüs Hakkında
Bir şehir binlerce yıl ayakta kalabiliyor ve hala yaşıyorsa, orası tarihin önemli hadiselerini barındırıyordur ve öncelikle görülmesi gereken yerlerdendir.
Kudüs dünyanın en eski şehirlerinden biridir. İstanbul’dan yaklaşık 2500 yıl önce kuruldu. Ne zaman bu kadar eski bir şehre gitsem arkeolojik kazı ekipleri karşılardı. Şehrin çoktan ölmüş olan hayatını araştırırlardı. Kudüs’te ise cap canlı bir şehir vardı. Hem de 5000 yıllık geçmişiyle yaşayan bir şehir. Bunun başka bir örneği var mıdır bilmiyorum.
Kudüs Müslümanlar, Hristiyanlar ve Yahudiler için kutsal bir şehir. Yani yeryüzünde yaklaşık 4 milyar insanın kutsal saydığı bir mekan. Müslümanlar için kutsal; çünkü Hz Muhammed’in miraca çıktığı yer ve Müslümanların ilk kıblesi. Hristiyanlar için kutsal; Hz. İsa’nın yargılanıp, çarmıha gerildiği yer. Yahudiler için kutsal; Hz Süleyman zamanında yapılan tapınaktan kalan tek parça, Ağlama Duvarı burada.
Kudüs’te dolaşırken bütün bu dinlerin izlerini görüyorsunuz. Eski şehir bölgesi Müslüman, Hristiyan, Yahudi ve Ermeni mahallelerinden oluşuyor. Ermeni mahallesinin dar sokaklarında yürürken bir anda evler, kıyafetler değişiyor kendinizi müslüman mahallesinde buluyorsunuz.
Gezilecek Yerler
Mescid- i Aksa’ya Giriş
Kudüs’e Bab-ı Halil (Jaffa Gate)’den girersiniz. Biraz ilerledikten sonra karşınıza bir pazar çıkar. Bu pazarın adı Suq el Bazaar, kapalı çarşıya benziyor. Buradan yokuş aşağı hiçbir yere sapmadan ilerlerseniz sizi Mescid-i Aksa’ya götürür. Önce, İsrail askerleri karşılıyor, Müslümansanız geçiyorsunuz. Sonrasında, Ürdün kontrolündeki bölgede de Müslüman olduğunuzdan emin olmak için bazı sorular soruyorlar. Bana ismimi ve nereli olduğumu sormuşlardı.
Mescid- i Aksa’nın yapımına Hz. Davut zamanında başlanır. Tamamlanması oğlu Hz. Süleyman zamanında olur. Günümüzdeki yapı ise Hz. Ömer zamanında yapılmıştır.
Kubbet-üs Sahra
Kudüs denilince akla gelen altın renkli kubbesi olan yapı, çoğu zaman Mescid-i Aksa ile karıştırılır. Bu yapının adı Kubbet-üs Sahra imiş. Ben de karıştıranlardan biriydim.
Kubbenin altında bir kaya parçası var. Bu kayanın adı Muallak Taşı. Evliya Çelebi seyahatnamesinde, Hz. Muhammed’in Muallak Taşı üzerinden miraca yükseldiğini anlatıyor.
Bazı kaynaklarda ise, Hz. İbrahim’in oğlu Hz. İsmail’i bu kayanın üzerinde kurban etmeye hazırlandığı da anlatılır.
Kubbet-üs Sahra, Emevi halifesi Abdulmelik bin Mervan tarafından 691 yılında yapıldı. İslami mimarinin harikalarından biridir. Özellikle, kubbenin iç süslemesi sıradışı.
Kutsal Kabir Kilisesi (Kıyamet Kilisesi)
Hz. İsa’nın çarmıha gerildiği yer olduğuna inanılıyor. Hristiyanların hac için geldikleri bir yer. Bütün Hristiyan mezhepleri için kutsal olan bir kilise.
Her mezhebin sorumlu olduğu kendi alanları var. Zaman zaman mezhepler arasında anlaşmazlıklar yaşanmış. Mesela; mezhepler arasındaki kapı açma sevabının paylaşılamamasından dolayı, kilisesin anahtarı Osmanlı Devleti zamanında iki müslüman aileye verilmiş. Hala her sabah kilisenin kapısı müslüman bir aile tarafından açılıyor.
Kilisenin pencerelerinden bir tanesinin önünde duvara dayalı tahtadan bir merdiven duruyor. Bu merdivenin hikayesi de mezhepler arasındaki anlaşmazlığa dayanıyor. Temizlik yapan mezhep mensupları arasında kavga çıkar. Osmanlı askerleri müdahale eder. Herşey olduğu gibi kalır. O gün bugündür de o merdiven oradadır.
Ağlama Duvarı
Hz. Süleyman zamanında yapılan tapınak Romalılar zamanında yerle bir edilir. Tapınaktan geriye sadece bu duvar kalır. Yahudiler için en kutsal yer.
Yeme -İçme
Kudüs’e gidip de yenmeden gelinmemesi gerekenler, humus ve felafel.
Ulaşım
Kudüs’e Tel Aviv’den geçtim. Otobüsle yaklaşık 1,5 saat. Otobüsler Savidor Central istasyonunun hemen yanından kalkıyor, bilet fiyatı 16 şekel. Kudüs’te son durakta otobüsten indikten sonra, Central Station tramvay durağında tramvaya binip City Hall durağında inip, 5dk yürüdükten sonra Bab- Halil yani Jaffa Gate. Eski Kudüs buradan başlıyor.