Gaziantep, dünyanın en eski şehirlerinden biridir. İstanbul, Londra ya da Paris yokken Gaziantep vardı. Geçmişi, MÖ 3650 yılına kadar uzanıyor.
Her ne kadar günlük hayatın içerisine kendini gizlese de, biraz vakit geçirdikten sonra şehir sahip olduğu kültürel zenginliği size açıyor. Gaziantep Kalesi, Ravanda Kalesi ve Rumkale şehirdeki en eski kalıntılardandır.
Gaziantep ayrıca bir baklavacılar şehri. Her sokakta onlarca baklava dükkanı var. Ve tabi diğer tatlar. Buralara kadar gelmişken Gaziantep mutfağının güzellikleri ile tanışmadan dönmemeli.
Metanet lokantasında sabah çorbası
Gaziantep gezintim, Metanet Lokantası’nda beyran çorbası ile başladı. Gaziantep’te beyran denince ilk akla gelen yer. Sabahları içilen bir çorba. Zaten Metanet’te öğleden sonra kapatıyor. Beyran çorbası, kuzu eti, sarımsak, pirinç, acı biber ve et suyu ile yapılan bir çorba. Tadı biraz kelle paçası anımsattı.
Tahmis kahvecisi
Metanet’ten çıktından sonra birkaç adım ilerde yaklaşık 500 yıllık bir kahve dükkanı var. Adı, Tahmis Kahvesi. Sabah çorbasının üzerine bir sabah kahve için gidilecek yer burası.
Bakırcılar Çarşısı
Tahmis’ten sonra ise sıra Gaziantep’in tarihi çarşısı Bakırcılar Çarşısında. Her gittiğimde yeni yerler keşfettiğim bir yer. Girişte Antep’in o meşhur kurutmalarının ve baharatlarının satıldığı tezgahlar var.
Biraz ilerleyince, tezgahlar yerini bakır ustalarının çekiç seslerine bırakıyor. Bir çay ocağına oturup çarşıdaki hareketliliği izleyebilir ya da tezgahlar arasında saatlerce dolaşabilirsiniz.
Zeugma Mozaik Müzesi
Gaziantep’in kültürel hazinesi Zeugma Müzesi’nde sergileniyor. Eserler, Zeugma Antik Kenti’nden getirilmiş. Çingene Kızı mozaiği tartışmasız müzedeki en çok ilgi gören eserdir. Çingene Kızı dışında bir zamanlar Zeugma’daki evlerin zemini süsleyen mozaiklere de hayran kalabilirsiniz.
Müzede ayrıca antik dönemden bronz bir Mars heykeli de bulunuyor. Eşine az rastlanan eserlerden biridir. Dünyada böyle bir eseri görebileceğiniz müze sayısı çok da fazla değil.
Bey Mahallesi
Akşama doğru kendimi Bey Mahallesi’nde buldum. Kimisi terkedilmiş eski Gaziantep konaklarının olduğu bir mahalle. Sokaklarında kaybolup saatlerce gezebileceğiniz bir yer.
Bazı konakların bahçeleri kahve dükkanı yapılmış. Konakların içerisini de gezip görebilirsiniz.
Gaziantep Kalesi
Gaziantep Kalesi eski bir Bizans Kalesi’dir. Aslında hikayesi Hititler zamanında bir gözetleme kulesi olarak başlıyor. MS. 2 yüzyılda Bizanslılar burasını ana kale olarak yeniliyor. Bugün gördüğümüz kale ise büyük oranda Bizans kralı Justinianus zamanından yani MS. 6. yüzyıldan kalmadır.
Gaziantep’in tarihinde önemli bir yeri olan bu kale, Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinde de geçiyor.
Kalenin içerisinde, Kurtuluş Savaşı’nda Gaziantep’in gösterdiği kahramanlığın anlatıldığı bir panorama müzesi de bulunuyor. Ayrıca, kalenin tepesi şehri izlemek için güzel bir yer.
Yeme – İçme
Gaziantep’te ne yenir derseniz cevabım öncelikle kebap olmayacak. Gaziantep’in yöresel birçok lezzeti bulunuyor. Kurutmalarını kesinlikle ilk sıraya koyarım. Berber, patlıcan ve acur dolması. Sonrasında nohut dürüm ve kebaplar.
Gaziantep’te ne nerede yenir?
İşte benim listem:
Nohut dürüm- Önünde sıra olan herhangi bir yerde yiyebilirsiniz. Fiyatı ucuz tadı muhteşem.
Kebap- Ciğerci Mustafa. Kalenin aşağısında. Gaziantep’te işte kebap yedim dediğim bir yer.
Beyran- Metanet Lokantası.
Katmer- Zekeriya Usta.
Baklava- Koçak.
Diğer bazı yerler:
Gaziantep’teki en meşhur iki kebapçı Halil Usta (Zeugma Müzesi’nin yanında) ve İmam Çağdaş’dır. İkisi de fena değildi. Turistlerin yoğun ilgi gösterdikleri yerler. Diğer bir yer ise Çulcuoğlu’dur. Gaziantep’te en son gittiğim bir kebapçı. Sakin biraz salaş bir yer.
O değilde hocam, Antepte bir baklava yemişiz, yemişiz yani 😀
Afiyet olsun😋 Antep’e gidip baklava yemeden dönmek olmaz.