Arnavutlar denize küsmüş, dağları sevmiş. Çünkü, deniz tarih boyunca düşman getirmiş. Bundan dolayı da, Arnavutlar başkentlerini dağlara yakın kurmuşlar. Evet, Tiran bir dağın eteğine kurulan şehirlerden. Neredeyse şehrin bütün sokaklarında Dajti Dağı ile karşılaşıyorsunuz.
Yaklaşık 1 milyon kişinin yaşadığı, Arnavutluk’un başkenti Tiran’da yaptığım gezintilerden bazı notlar, fotolar:
Gezilecek Yerler:
İskender Bey Meydanı
Tiran’nın ana meydanı burası. Yılbaşı öncesi denk gelmiştim. Oldukça renkliydi. Ulusal Tarih Müzesi, Ethem Bey Camii, Opera Binası, saat kulesi gibi bazı simgesel yapılar vardı. Ayrıca, meydana ismini veren İskender Bey’ in at üzerinde bir heykeli de bulunuyor.
Opera binasının altında Adrion adında bir kitapçı var. Büyük bir kitapçı. İngilizce kitap kısmı oldukça genişti. Hediyelik eşya bölümü de zengin. Ayrıca internete ücretsiz bağanabileceğiniz bir yer.
Dajti Dağı
Dajti Dağı’da bulutların altına bir yolculuk, Tiran gezintisi için güzel bir başlangıç olabilir. Köylerin, tepelerin, ağaçların üzerinden 15 dakikalık bir teleferik yolcuğu ile çıkılıyor. Yukarıdan Tiran manzarası muhteşem. Bulutlara dokunabilirsiniz burada.
Bunkart-1
Arnavutluk’un meşhur sığınakları. Enver Hoca zamanında, 8 yıl boyunca ülkenin çeşitli yerlerine toplam 200 bine yakın sığınak yapılıyor.
Sığınakların en büyüğü Dajti Dağı’nın eteklerinde bulunuyor. Diğerleri ile benzer yapıda. 100 metre kadar bir toprak tabakasının altında, duvarları 1 metre kalınlığında betondan yapılmış. 106 oda ve bir konferans salonundan oluşan dev bir sığınak. Tiranda bulunan bu sığınak artık bir müze ve adı da “Bunkart-1”. (İskenderbey Meydanına yakın olan Bunkart-2 de var)
Buranın yapılmasının amacı, bir savaş anında ülkenin yönetiminin buradan sağlanmasıymış. Arnavutluk heyetinin Kuzey Kore ziyareti sonrasında böyle bir şey akıllarına gelmiş. Nükleer saldırılara dayanabilecek sağlamlıktaymış. Ancak bir kurşun yüzü bile görmemiş.
Murat Toptani Caddesi
İki taraflı çınar ağaçlarının altında güzel kahve dükkanları olan güzel bir cadde. Cadde üzerinde, şehrin en eski kalıntılarından Tiran Kalesi’ nin duvarlarının bir kısmını görebilirsiniz.
Cadde adını, 1700′ lü yıllardan 1900′ lü yılların başına kadar Arnavutluğun etkili ailelerinden Toptani ailesinden alıyor.
Ulusal Tarih Müzesi
Eski çağlardan günümüze kadar bütün Arnavutluk tarihini ve kültürünü barındıran bir müze. Müzesinin girişindeki dev mozaik müzenin özeti gibi. Arnavutluk’un bütün tarihi bu mozaikte resmedilmiş. Soldan sağa doğru, tarih boyunca bir ülkenin başından geçenler sıralanmış.
Tiran Büyük Parkı
Şehrin merkezinde büyük bir park. Sabahın ilk saatlerinde, göl kenarında ağaçların arasında yürüyüş yapmak için muhteşem bir yer. Hafta sonları hava da güzelse parkın çok kalabalık olduğunu söylemeliyim.
Bllok
Tiran’da en çok vakit geçirdiğim yer burasıydı diyebilirim. Eskiden halkın buraya girmesi yasakmış. Sadece yönetim binaları varmış. Enver Hoca öldükten sonra bu bölge halka açılmış. Tiran’ın en hareketli yeri olmuş. Birçok güzel kafe ve restoran var.
Post-bllok
Bllok’a giderken bir park. Bazı anıtsal yapılar vardı. Berlin Duvarı’ nın bir kısmı burada sergileniyor. Ayrıca, yukarıda bahsettiğimiz sığınaklardan biri görmek içine girmek isterseniz, bu parkta iki tane orjinal haliyle sığınak bulunuyor.
Tabakhane Köprüsü
1700′ lü yıllardan, Osmanlı Devleti zamanından bir taş köprü. Bugün kendi halindeki bu köprü, bir zamanlar köylülerin ürünlerini buradaki kasaplara ve tabakhanelere getirmek için kullandıkları bir köprüymüş. Lanë Nehri, bu köprünün altından akarmış.
Sonradan, nehrin akışı bugünkü yatağına yönlendirilmiş.
Piramid
Şehirdeki en simgesel yapılardan biriydi. Enver Hoca’nın anısına müze olarak yapılmış. Sonrasında kültür merkezi olarak kullanılmış. NATO da bir dönem kullanmış. En son gece kulübü olmuş. Şuanda kaderine terk edilmiş.
İsmail Kadare Evi
Arnavutların milli yazarı İsmail Kadare‘nin evi İskender Bey Meydanı’na çok yakın. Daha önce Bişkek’te Cengiz Aytmatov’un evinin kapısından dönmüştüm, burada da Kadare’nin evinin kapısından döndüm. Kapalıydı. Deprem dolayısıyla hasar görmüş, tadilat vardı.
Tiran’ a gelmeden bir kitap okumak isterseniz İsmail Kadare’ nin Ölü Ordunun Generali kitabını tavsiye ederim.
Tiran’da Ne Yenir?
Ara sokaklarda börekçiler var. İzmir boyoz benzeri bir börek yapıyorlar. Çok güzel. Yöresel lezzetleri denemedim. İtalyan restoranları da fena değil. Özellikle pizzaları çok lezzetli. Ve son olarak trileçe yemeden gelmeyin.
Pizza ve diğer italyan yemekleri için Artigiano’ya gittim. Bllok’ta güzel bir restoran. Çorbalarını da deneyebilirsiniz.
Trileçe için gidilecek yer ise Mon Amour. Tiran’da birçok yerde şubesi olan pastaneler zinciri.
Son olarak Cioccolatitaliani’yi eklemek istiyorum. Dondurması ve çikolataları meşhur. Dondurmasını denedim çok da özel bir tadı yoktu.